Jinekolojik Laparoskopi

1900'lü yılların başında tanımlanan Laparoskopi, 1970’den sonra çok hızlı gelişme kaydetmiştir. Ülkemize ise 1990’ların sonunda uygulanmaya başlanmıştır. Genel anestezi uygulaması eşliğinde gerçekleştirilen Laparoskopi, uç kısmında kamera bulunan ince uzun bir aracın karın bölgesinin içine sokulmasıyla, içeride bulunan organların daha iyi görüntülenebilmesi için CO2 gazı verilen, tanı ve tedaviye imkân sunan bir ameliyattır.

Laparoskopi cerrahi bir işlem gerektirmesine rağmen insanlar arasında kapalı ve kansız ameliyat olarak bilinmektedir. Karnın 0,5 ila 4 cm arasında küçük bir kesi gerektiren, çok düşük riskli bir operasyondur. Laparoskopi adını operasyonda kullanılan Laparoskop cihazından almıştır. İlk olarak jinekoloji ve safra kesesi operasyonlarında kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra karın içerisinde bulunan diğer organların görüntülenmesinde de kullanılmaya başlamıştır.

Genellikle: apandisit, safra kesesi, karaciğer, mide, dalak, pankreas, ince ve kalın bağırsak gibi organları incelemek için uygulanan laparoskopi sonrasında doktorunuz karaciğer hastalığınızı, abdominal kitle veya tümörü, karın boşluğunda sıvıyı, kanser ilerleme derecesini, belli başlı tedavi etkinliklerini teşhis edebilmektedir.

Jinekolojik Laparoskopi kadın doğum uzmanları tarafından fizyolojik uygunluk bulunması halinde en çok kullanılan cerrahi yöntemdir.

Jinekolojik Laparoskopi Nasıl Uygulanır?

Operasyon öncesi genel rutin olarak akciğer testleri, elektrokardiyogram ve kan tahlilleri yapılmaktadır. Hastanın başka hastalıkları var ise operasyona ve anesteziye engel teşkil eden bir durum olup olmadığı belirlenmekte ve buna göre önlemler alınmaktadır. Bu prosedürlerden sonra ameliyatına onay verilen hasta operasyon gününden önce anestezi konsültasyonuna gönderilmektedir. Operasyon öncesi 6 saat katı-sıvı gıda alımı durdurulmaktadır.

Laparoskopi uygulaması;

-Ameliyathane koşullarında uygulanan yöntem, hastaya genel anestezi verilmesiyle başlar.

-Daha sonra göbek deliğinden yeteri miktarda kesi atılır.

-Tecrübe ve dikkat gerektiren operasyon Veress iğnesi uygulanarak devam eder.

- İğne sonrası karın içine karbondioksit gazı verilerek şişmesi sağlanır.

- Bu işlem sonrası trokar işlemi uygulanarak kamera karın içine yerleştirilir.

- Ameliyat için operasyonun türüne ve asistans ihtiyacına göre iki-üç port daha açılır ve ameliyat bu deliklerden gönderilen özel aletlerle gerçekleşir. -Son olarak karın içindeki gaz boşaltılır ve kesiler dikiş ile kapatılır.

Jinekolojik Laparoskopi Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Jinekolojik Laparoskopi tanı ve tedavi amacıyla uygulanabilmektedir. Tanısal alanda en çok jinekoloji alanında kısırlık vakalarında uygulanmaktadır. Laparoskopi'nin uygulandığı hastalıklar;

-Kısırlık: Doğal yollar ile bebek sahibi olamama durumu kısırlık olan adlandırılmaktadır. Çoğunlukla, herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanılmadan 12 aylık düzenli ilişki sonra hamile kalamama olarak tanımlanmaktadır. Jinekolojik Laparoskopi ile tüplerin kontrolü, yumurtalık fonksiyonlarını inceleme ve karın içi yapışıklık durumlarında uygulanmaktadır

-Endometriozis: Genç kadınlarda görülen iyi huylu, çoğunlukla ağrılı bir kronik hastalıktır. Jinekolojik Laparoskopinin en çok uygulandığı alan olan endometriozis, çikolata kistlerinin saptanması ve alınıp alınmamasına karar verilmesi durumudur.

-Yumurtalık Kistleri: Hemen hemen her kadında görülen kistler genellikle iyi huylu olarak bulunmaktadır. Kist yumurtaların içindeki dokudan çıkan sıvı dolu keseciklerdir. Jinekolojik Laparoskopi kullanılarak tedavi edilebilmektedir.

- Dış gebelikler: Sperm ve yumurta hücrelerinin birleşmesi sonucu oluşan embriyonun, rahim içi dışında farklı bir yere yerleştirilmesi durumudur. Doğum ile sonuçlanmaya dış gebelik erken teşhis edilirse tedavi şansı çok yüksektir. Jinekolojik Laparoskopi dış gebeliklerde gayet başarılı bir operasyondur.

-Rahim ve myom alınması: Kanser, sarkma, anormal kanama, uzun süren ağrılar, endometriozis ve myomlar rahim alınma sebeplerindendir. Jinekolojik Laparoskopi ile alınabilmektedir.

-Tüp bağlama: Cerrahi bir işlem olan tüp bağlanması gebelikten korunmak açısından başarılı bir yöntemdir. Oldukça kolay olmasıyla birlikte, cinsel ilişkide herhangi bir soruna yer açmaz. Bu operasyon Jinekolojik Laparoskopi ile yapılabilmektedir.

-Karın içinde yapışıklık: Genellikle daha önce geçirilen ameliyatlar ile ortaya çıkan yapışıklık durumu mutlaka cerrahi olarak temizlenmelidir. Laparoskopi ile kolayca tedavi edilebilmektedir.

-Tanı, teşhis ve tedavi gerektiren durumlarda başvurulabilmektedir.

Jinekolojik Laparoskopinin Faydaları

-Estetik açıdan geniş kesiklere nazaran daha küçük yara izleri bırakır.

-Cerrahi işlem sonra yatış işlemi kısadır, aksi durum olmadıkça hastalar 1-2 gün sonunda taburcu edilir.

-Çok az bir ağrı olması ve çok kısa sürede iyileşme süreci olduğundan dolayı rutin hayata geçiş daha kısa sürede sağlanır.

Jinekolojik Laparoskopi Sonrası Riskler

Laparoskopi ameliyatı sonrası çok nadir de olsa bazı riskler bulunmaktadır. En yaygın olarak kanama, enfeksiyon ve organ hasarına neden olmaktadır. Bunlar: Ateş veya titreme, zamanla fazlalaşan karın ağrısı, uzun süreli veya sürekli hale gelen mide bulantısı ve kusma, nefes darlığı, kalıcı öksürük, idrar yapamama gibi bazı hastalıklar görülebilmektedir.

Jinekolojik Laparoskopi Hangi Durumlarda Uygulanmaz?

Genellikle operasyona elverişli olan her hastada uygulanan Jinekolojik Laparoskopi, her yaştan hastaya uygulanabilse de bazı durumlar da tercih edilmemektedir.

Bu durumlar;

-Geçirilmiş fazla sayıda karın ameliyatlarında, özellikle de karınzarı iltihabı ve abse durumlarında.

-Büyük oranda akciğer rahatsızlığı bulunanlara

-Büyük oranda kalp rahatsızlığı bulunanlara

-Aşırı kilolu insanlarda

-Aşırı zayıf insanlarda

-Teşhisi konmuş yumurtalık kanserinde laparoskopi işlemi gerçekleştirilmemektedir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

40li-yaslarda-tup-bebek-tedavisi
Kilo-vermek-dogurganligi-artiriyor
Jinekolojik-laparoskopi